This project is funded by the European Union.

9 Şub 2022

Green Solar Network Konferansı 1 | Yeşil Binalar Oturumu

Green Solar Network Konferansı 1 | Yeşil Binalar Oturumu

“Yeşil Binalar Oturumu” 16 Aralık tarihinde TWRE Üyesi ve TURKECO İnşaat ve Enerji Proje Müdürü Katya Kaya’nınYeşil Bina Değerlendirme Sistemlerinde Enerji ve Sağlık Konfor Koşulları”, Uşak Üniversitesi’nden Dr. Öğr. Zuhal Özçetin’in, “Yeşil Binalarda İç Ortam Kalite Değerlendirmesinde Güneş Enerjisi ve Akustik”, Enisolar Enerji firmasından da Deniz Garip Yılmaz’ın "Yeşil Bina Ekosistemi” başlıklı sunumları ile gerçekleştirilmiştir.

Yeşil Bina Değerlendirme Sistemlerinde Enerji ve Sağlık Konfor Koşulları

Katya Kaya, sunumuna iklim değişikliğinin dünya üzerindeki olumsuz etkilerini anlatarak başladı. Emisyon salınımında inşaat sektörünün payının üstünde duran Kaya, dünyada enerji tüketiminin %36’sının ve emisyon salınımının da %37’sinin bina ve inşaat malzemelerinin üretiminde ortaya çıktığını belirtti.

Binalarda enerji tüketimin ısıtma, soğutma ve pişirme gibi faaliyetlerden oluştuğunu belirten Kaya, buradan yola çıkarak binalardaki sürdürülebilirliğin önemine de değindi. Dünya’da yeşil bina sertifikası alan binaların yeşil olmayan binalara göre %25 daha az enerji tükettiğini belirten Kaya, Türkiye’de kullanılan yeşil bina sertifikalarında da bahsetti.

Yeşil bina değerlendirme standartlarından birisi olan Alman değerlendirme sistemi DGNB standardından bahseden Kaya, bu standardın 30’dan fazla ülkede kullanıldığını, insan odaklı olduğu ve sorumlu kaynak kullanımı gibi kriterlere sahip olduğunu da vurguladı. Kaya, ayrıca DGNB genel değerlendirme kategorilerinin de çevresel kalite, ekonomik kalite, teknik kalite, süreç kalitesi, arazi kalitesi, sosyokültürel ve fonksiyonel kalite olduğunu da belirtti.

Katya, Edge değerlendirme sistemine de değinerek, bu standardın ülkemizde birkaç pilot proje için kullanıldığının altını çizerek, 177’den fazla ülkede bu standardın kullanıldığını da belirtti. Bu standartta sadece bina değerlendirilmesinin yapıldığını belirten Kaya, arazi ve ulaşım gibi kriterlerin değil sadece enerji, su ve malzeme verimliliğinin değerlendirilmesinin yapıldığının altını çizdi.

Sertikasyon standartlarını anlatmaya devam eden Kaya, LEED standardının da Türkiye’de çok yaygın olarak kullanıldığını belirtti. Bu standardın hedeflerinin de insan sağlığını arttırmak, binaların küresel iklim değişikliğine katkısını azaltmak, su kaynaklarını korumak, yeşil ekonomiyi oluşturmak gibi kriterleri içerdiğini belirtti.

“Yeşil bina sertifikası alan binalar yeşil olmayan binalara göre %25 daha az enerji tüketiyor.”

BREEAM sertifikasına da değinen Kaya, bu standardın dokuz ana kategorisi bulunduğunu ve üçüncül bir değerlendirme olduğunu vurguladı. Kaya, ayrıca BREEAM sertifikasının yerleşme, altyapı, yenileme, mevcut bina ve yeni bina gibi standartlarının olduğunu da belirtti.

Kaya, sunumunun en sonunda da YEStr Yeşil Sertifika Bilgi Sistemi’nden bahsetti. Bu sistem Türkiye’de 2021 Haziran ayında Resmi Gazete’de yayınlandığını vurgulayan Kaya, sistemin, bütünleşik bina tasarımı yapım ve yönetimi, yapı malzemesi ve yaşam döngüsü değerlendirilmesi, iç ortam kalitesi, enerji kullanımı ve verimliliği, su atık yönetimi, inovasyon ve bina olmak üzere toplamda altı tane değerlendirme modülü olduğunu belirtti. Kaya, ayrıca bu sistemin sırasıyla hazırlık, uygulama ve işletme aşaması olduğunu belirtti.

Yeşil Binalarda İç Ortam Kalite Değerlendirmesinde Güneş Enerjisi ve Akustik

Dr. Öğr. Üyesi Zuhal Özçetin, sunumuna Yeşil bina kullanımının önemini anlatarak sunumuna başlayarak, iklim değişikliği ile mücadeleye katkı sağlamak, sürdürülebilirlik ve çevreye fayda açısından yeşil binaların kullanımının önemine dikkat çekti.

Özçetin, iç ortam kalitesinde güneş kontrolünün sağlanmasının üzerinde durarak, mekan kullanıcılarını rahatsız edebilecek güneş ışınlarının kontrollü bir şekilde dağıtılmasını sağlayarak güneş kontrolünün yapılması gerektiğini belirtti. Özçetin, ayrıca Yeşil sertifika kılavuzuna göre elle veya otomatik araçlarla bu kontrolün de sağlanması gerektiğinin de altını çizdi.

İç ortam kalitesinde işitsel faktörlerin de üstünde duran Özçetin, binaların gürültüye karşı korunması hakkında yönetmelikle bu konu ile ilgili de belirli standartların olduğunu belirtti. Buradaki amacında kamu ve özel kuruluşlarda kullanılan her türlü binayı ve tesislerde insanların dışarıdan veya içeriden maruz kaldığı gürültüyü en aza indirebilmek olduğunu belirtti.

Mekanik sistem gürültüsünün iç ortam gürültü sınır değerlerini aşmaması gerekliliğini de vurgulayan Özçetin, her türlü klima, asansörler, jeneratörler ve servis sistemlerinden kaynaklanan tüm iç ortam gürültülerinin kişinin huzur ve sükûnunu bozmadan ruhsal ve bedensel sağlığına olumsuz etkilerini en aza indirecek şekilde koşulların oluşturulması istendiğinin altını çizdi.

“Güneşten maksimum yararlanan güneş evi tasarımları yapılmalı.”

Dışarıdan gelen gürültülerin de olumsuz etkilerine dikkat çeken Özçetin, yapı dışından gelen her türlü çevresel gürültü kaynakları ile konut klima dış üniteleri, merkezi klima sistemleri, sıhhi tesisat ekipman ve boruları gibi hava doğuşlu dış gürültü seviyelerinin insan huzurunu bozmayacak düzeye indirilmesinin sağlanması gerektiğini belirtti.

Özçetin, güneşten maksimum yararlanabilen, ses yalıtım performansı yönetmelik ve standartlara uygun yapı malzemesi, yapı elemanı ve bunların kullanıldığı güneş evi tasarımlarının yapılması gerektiğini belirterek sunumunu sonlandırdı.

Yeşil Bina Ekosistemi

Deniz Garip Yılmaz, iklim değişikliğinin etkileri ve yenilenebilir enerji ile ilgili değerlendirmeleri ile sunumuna başladı. Yılmaz, Avrupa ile ticari ilişkilerden dolayı Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın Türkiye için öneminden bahsederek, Avrupa’nın emisyon düşürme hedefinden dolayı çok sayıda yönetmelik ve yükümlerin hazırlandığını belirtti. Türkiye’de üretim yapan tüm sanayiciler için bu Yeşil Mutabakat’ın bir numaralı gündem maddesi olduğunu da sözlerine ekledi.

Yılmaz, endüstriyel binalar başta olmak üzere enerji tüketiminin en fazla olduğu yerlerin binalar olduğunu vurguladı. Binaların çatılarının yeşil enerji üretiminde çok büyük potansiyele sahip olduğunu belirten Yılmaz, güneş enerjisi ile elektrik üretiminin endüstriyel binalardaki önemine dikkat çekti. 1 MWp kurulu güce sahip bir çatı üstü güneş santrali ile ilgili geri ödeme süresi, yıllık elektrik üretimi ve maliyeti ile ilgili bilgileri de paylaştı.

“Sanayiciler için Yeşil Mutabakat bir numaralı gündem maddesi haline geldi.”

Hidrojen konusuna da değinen Yılmaz, güneşten ve rüzgardan elektroliz yöntemi ile hidrojen üretiminin sağlandığını belirterek, hidrojen kaynaklı yakıt hücreli araçların ve hidrojen yakıtının gemilerde kullanım alanlarını da vurguladı. Yılmaz, binalarda yağmur suyu toplamanın ve depolamanın önemine değinerek, İzmir ili için metrekareye 700 litrelik bir yağış olduğunu ve su toplama sistemine sahip binalarda yaklaşık 7 bin tonluk bir su geri kazanımı sağlanabildiğinin de altını çizdi. Bunun da yaklaşık olarak 1 milyon 700 bin kez sifon basmaya denk geldiğini de sözlerine ekledi. Yılmaz, sunumunu elektrikli araçlar ve güneş enerjili şarj istasyonlarının yeşil binalardaki öneminden bahsederek sonlandırdı.

Bilgi Merkezinde Ara