This project is funded by the European Union.
1 Şub 2022
“İklim Değişikliği Oturumu” 16 Aralık tarihinde TWRE Danışma Kurulu Üyesi Dr. Figen Ar’ın “İklim Değişikliğini En Çok Etkileyen ve Etkilenen Sektörler”, SEFİA’dan Bengisu Özenç’in "Paris Onayı Sonrası Türkiye’de İklim Politikaları" ve Europe Beyond Coal’dan Duygu Kutluay “Karbon Nötr Türkiye Yolunda İlk Adım: Kömürden Çıkış 2030” başlıklı sunumları ile gerçekleştirilmiştir.
Dr. Figen Ar, buzullardaki erimenin ve yıllık sıcaklık artışının ciddi oranlarda yükselmesi ile iklim değişikliğinin etkilerini anlattı.
Ar, iklim değişikliğine sebep olan sera gazlarının salınımına en çok %73,2 ile enerji sektörünün sebep olduğunu vurgulayarak, bunu tarım, sanayi ve atıkların da takip ettiğini belirtti. Sera gazları arasında metan gazının karbondioksitten daha etkili olmasına karşın artış oranı gereği karbondioksitin daha çok ciddiye alındığını belirten Ar, bu sebepten de iklim değişikliğinin etkileri konularında çoğunlukla karbondioksit miktarına göre kıyaslama yapıldığının da altını çizdi.
İklim değişikliğinin sadece insanları etkilemediğini söyleyerek deniz ve okyanuslarda oluşan sıcaklık değişimleriyle deniz canlılarının yaşamını yitirdiğini ve bazı türlerin yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu belirtti.
Sadece enerji üretiminin veya endüstriyel faaliyetlerin havadaki karbondioksit miktarını arttırmadığını vurgulayan Ar, ayrıca biftek, pirinç ve çay gibi ürünlerin de ciddi oranlarda karbon salınımına sebep olduğunu sözlerine ekledi. Bu sebepten gıda ürünlerinde israftan kaçınılmasının çevre için önemine vurgu yaptı.
Ar, tarım azarilerindeki atıkların yakılarak imha edilmesinin hem toprağı verimsizleştirdiğini hem de daha fazla sera gazı salınımına sebep olduğunu vurguladı. Bu atıkların yakılması yerine biyokütle olarak enerji üretiminde kullanılması gerektiğinin de altını çizdi.
“Sürdürülebilir Olan Herşey İklimimize Çok İyi Gelecek” |
Yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımında doğaya zarar verilmemesi gerektiğini de belirten Ar, özellikle güneş enerji santrallerinin tarım arazilerini yok etmeden kurulmaları gerektiğinin altını çizdi. Ar, iklim değişikliğinin sosyal ve çevresel etkilerinin üzerinde durarak sunumunu sonlandırdı.
Oturumun ikinci konuşmacısı Bengisu Özenç, Türkiye’deki düşük karbonlu ekonomiye geçiş tartışmalarının Avrupa Birliği’nin Yeşil Mutakabatı’nı açıklaması ile hızlandığını belirterek konuşmasına başladı.
2019 Aralık ayında Yeşil Mutabakat açıklandıktan sonra sınırda karbon düzenlemesine karşı oluşan tartışmaların da başladığını vurgulayan Özenç, Ticaret Bakanlığının yayınladığı Yeşil Mutakabat eylem planının da üstünde durdu. Türkiye’nin Paris Anlaşması’nı onaylamasıyla birlikte koyduğu 2053 net sıfır emisyon hedefinin önemini belirten Özenç, pek çok ülkenin buna benzer açıklamalar yaparak hedefler koyduğunu da belirtti.
En son Birleşmiş Milletler İklim Sözleşmesi’nin sekretaryasına sunulan beyanlarda 113 ülkenin 70 ülkenin net sıfır hedefi aldığını vurgulayan Özenç, bu rakamın taraflar konferansı çerçevesinde 74’e kadar yükseldiğini de vurguladı. Ayrıca bu 74 ülkenin 40 tanesinin de net sıfır hedefini bir ulusal hukuk çerçevesinde ele aldığını belirtti.
Ülkelerin yaptıkları açıklamalar ve uygulanan politikalar çerçevesinde küresel sıcaklık artışının en iyimser senaryoda bile 1,8 derecede sınırlanabildiğini belirten Özenç, ancak gerçekçi bir senaryoda 3 derecelik bir ısınmanın olduğunun da altını çizdi.
Giderek popülerleşen iklim değişikliği söylemlerinin eyleme dönüşmesi gerektiğini vurgulayan Özenç, yeni kömür santrallerin açılmaması, yeni madenlerin açılmaması, fosil yakıt gelişimine yol açacak herhangi bir yatırımın yapılamaması 2030’da gelişmiş ülkelerin, 2040’ta da gelişmekte olan ülkelerin küresel olarak kömürden çıkmasının önemi belirtti.
Türkiye’nin elektrik üretiminde hala dünya ortalaması ile benzer olarak kömürü kullanıdğını belirten Özenç, hala yeni yapılan kömür santrallerinin olduğunu ve bunun da 30-35 yıllık ekonomik ömrü olduğu düşünülürse, 2053 yılı için konulan net sıfır hedefinin uygulanabilirliğinin sorgulanmasına yol açtığının altını çizdi.
Özenç, konuşmasını Türkiye’nin karbonsuz ekonomiye geçişi ile ilgili ciddi adımlar atması gerektiğini belirterek tamamladı.
“İklim değişikliği söylemleri eyleme dönüşmeli.” |
Duygu Kutluay, Europe Beyond Coal kampanyası ile ilgili bilgiler vererek sunumuna başladı. Kutluay, Avrupa’da kömürden çıkışın hızla devam ettiğini belirterek, hem planlanan, hem yapım aşamasında olan hem de yapılmış kömür santrallerinin yarısının 2030 yılına kadar emekliye ayrılacağının açıklandığını belirtti.
Avrupa’daki kömürden çıkış taahütlerinden bahseden Kutluay, İngiltere ve Yunanistan’ın kömürden çıkma taahhüdünü öne çektiğini, Portekiz ve Avusturya gibi ülkelerin de hedefledikleri tarihten önce kömürden çıktığını belirtti.
Avrupa’nın en büyük ekonomisine sahip Almanya’nın kömürden çıkma hedefinin 2038 gibi yakın bir tarih olmasının gerçekçi olmadığını belirten Kutluay, yine Polonya’nın da 2049’da kömürden çıkma hedefini de Polonya’nın kendi kömürünü işlemesi kömüre dayalı bir ekonomisi olması sebebiyle gerçekçi bulmadığını da belirtti.
Türkiye için 2021-2035 yılları arasında kömürden çıkışı ile ilgili belirlenen 3 farklı senaryo ile sunumuna devam eden Kutluay, mevcut durum senaryosunda YEKA ve YEKDEM dışında herşeyin aynı kaldığı, kömür teşviklerinin devam ettiği bir senaryo olduğunu, nükleersiz ve nükleer ile kömürden çıkış senaryolarının da çalışıldığını da belirtti.
Hazırlanan rapodaki senaryo çıktılarına değinen Kutluay, mevcut durum senaryosunda 2035 yılındaki yenilenebilir enerjinin elektrik üretimindeki payının %49,6, kömürden çıkış senaryosunda ise %73,6 ve nükleersiz kömürden çıkış senaryosunda da %78,4 olması gerektiğini belirtti.
Kömürden çıkılmasının Türkiye’nin 2053 net sıfır emisyon hedefi için önemini vurugulayan Kutluay, sadece enerji üretiminden kömürün çıkartılmasının %82 oranında emisyon azaltımı sağlayabileceğinin de altını çizdi.
“Enerji Üretiminde Kömürden Çıkış Mümkün” |
Kutluay sunumunun sonunda senaryolara göre güneş enerji kurulu gücündeki değişimden bahsederek sonlandırdı.
İklim değişikliği oturumunu aşağıdaki Youtube kaydı ile izleyebilirsiniz.